Fatsa’daki anti-faşist mücadele, devrimci mücadele tarihinde 12 Eylül darbesi öncesinde ve sonrasında anlamlı bir yer tutar. Halk hareketiyle birlikte 1979 yılının Ekim ayında yapılan yerel seçimlerde, belediye başkanlığını devrimci aday Fikri Sönmez’in kazanması, yeni bir dönemin başlamasına neden oldu. Halk, belediyede doğrudan söz ve karar sahibi oldu. Bu gelişme, Fatsa halkının yaşamını olumlu yönde etkiledi. Ordu ile sınırlı kalmayan gelişmeler Türkiye emekçi halklarının da ilgisini çekti. “Çamura Son Kampanyası” ile başlayan ve “Halk Kültür Şenliği” ile devam eden çalışmalar, devrimci mücadele saflarında, aydınlar arasında, yerel ve ulusal gazetelerde yankı buldu. Fatsa’daki Devrimci Hareket içinde yetişen genç kadrolar tecrübesizdiler. Ama devrime, devrimci harekete yürekten bağlıydılar. Faşizm karşısında mücadelenin gereklerini yerine getirirken canlarını hiçe saydılar. Gelecek güzel günlere olan inançlarıyla derin dostluklar kurulmuştu. Kısa sürede elde edilen başarılar, ulaşılan hedefler bu duyguyu güçlendiriyordu. Devrimci olmak çok özel ve değerliydi. Bir ülkenin bağımsızlığı ve emekçilerinin özgürlüğü için verilen mücadeleden daha ulvi ne olabilirdi ki? Belgesel niteliğindeki bu anı romanının yazarı, devrimci mücadelenin içinde yer aldı. Kitap, esas olarak sekiz yıl boyunca bir uçurumun kıyısındaki sığınakta yaşayan bir devrimcinin ve ailesinin cuntaya karşı direnişini anlatıyor.
Tanıtım Metni