Göstergebilime göre, gösteren ve gösterilen arasındaki bağıntının göstergeleri oluşturduğu bilinmektedir. Ağızdan çıkan sözcük gösteren olursa, onun zihnimizde çağrıştırdığı kavram da gösterilen olur. İnsan gösteren ve gösterilen arasındaki bağıntıyı kurarak kendi göstergesine ulaşır. Görüldüğü üzere göstergebilim açısından gerçeklik, insanın dışında değil, insanın zihnindedir. İnsan evreni anlamlandırmaya başladıktan sonra, dışımızdaki somut her öğeye bir isim, bir kavram atfetmiştir. Sosyal ve tarihsel süreçler boyunca insanlar kendi toplumlarında geçerli olan göstergelerini yaratmışlardır. Sosyal insan anlamlandıran ve anlayan bir varlıktır. Göstergeler evreni oluşturulduktan sonra, özellikle anlamlandırmak ve anlamak için dışımızdaki somut gerçeklere fazla gereksinme kalmamıştır. İnsan her şeyi göstergeler içinden anlamlandırabilir ve anlar. Sosyal ve kültürel bilimlerde doğrunun tek kaynağı toplumun ortak göstergeleridir. Evrensel ve mutlak doğrular yoktur; zaman ve mekânlara göre doğrular vardır. Çok kültürlü küresel dünyada, her ortak kültüre sahip olan toplumun kendine özgü doğruları olabilir. Küresel dünyaya egemen olan göstergeler evrenidir. Göstergelerin en yaygın olarak görüldüğü yerler kullandığımız ekranlardır. Yanılsamaların sıkça görüldüğü ekranlardaki göstergeler doğruların kaynağı olmaya başladı. Kısaca bundan böyle günümüz sosyolojisinin görevi çok kültürlülüğü, çoğulculuğu açıklamak değil anlamak olmalıdır.
Tanıtım Metni